Archive for Ağustos 2015

Dövme yaptıranlar kan bağışı yapabilir mi?


kan bağışı

Efendim, kimilerine göre dinde haram veya mekruh kimilerine göre sağlığa zararlı kanser yapabiliyormuş. Yapana zevk veren buna karşı çıkanların tartışmalarla ağzını yoran bir sanat çalışması olan dövme konumuz.

İşin dini boyutu bir yana aklıma takılan kısım sağlık açısından, herkesin kulak dolma bildiği "dövme yaptırmak kan vermeyi engelliyor", "dövme yaptıranlar kan veremez" safsatalarına birçoğunuz benim gibi işin aslını sorgulamadan inamışınızdır. Zaten bu yazıyı okuduğunuza göre sizde bu safsataya inanıp işin aslını merak etmişsiniz demektir.

İşin aslı şu ki; O iş öyle olmuyor efendim, dövme yaptıranlarda paşa paşa kan verebiliyor. Sağlıklı her birey gibi dövmesi olan bireylerde kan verebiliyor ve Türk Kızılayı aşağıdaki madde ile buna açıklık getiriyor.


Son 12 ay içinde size; kan transfüzyonu yapıldı mı?
Organ veya doku nakli yapıldı mı? Akupunktur, dövme, cildinizin herhangi bir yerini deldirme (kulak deldirme vb) işlemi yaptırdınız mı? Bu sorulara cevabınız evet ise 12 ay süreyle kan bağışı yapmamalısınız.


Bakın dikkatinizi çekerim 12 ay süreyle kan bağışı yapmamalısınız diyor. Ömür boyu yapamazsınız gibi bir şart hukuk yok buda demek oluyor ki taze taze dövme yaptırdıysak eğer 12 ay beklemeli ve daha sonrasında istiyorsak ( aslında istemek değil bana göre zorunluluktur bu) kan bağışımızı paşalar gibi yapabiliyoruz.

Kan bağışı hakkında diğer merak ettiklerinizi buradan öğrenebilirsiniz. 

Kimler kan bağışı yapabilir sorusu hakkında merak ettiklerinizide buradan öğrenebilirsiniz.
Devamını Oku »
Eksik yada hatalı gördüğünüz noktalarda aşağıdan yorum yaparak müdahele etmeniz, fikir belirtmeniz beni memnun eder. Yazılarım tamamen özgündür bundan dolayı kaynak göstererek alıntı yapılmasını rica ederim.

Budist rahipler neden keldir?


budist rahip

Budizm, Güneydoğu ve Güneyasya da 8 ülke de 500 milyonu bulan inananı ile hayattaki acı ve ızdırıpları açıklamaya çalışan ve bunları gidermenin yolunu gösteren insanların dini. Tabiikide inanan herkes size hadi gel acı ve ızdıraplarını gidermenin yolunu göstereyim diyemez bu dininde kendince din adamları ve tapınakları mevcut.
Bu din adamlarının bir özelliği varki hemen hemen hepsi saçlarını 0 numraya kestirmiş bulunmakta. Peki neden?

Budizm dışarıdan bakıldığı zaman huzur, motive ve dingilliğin dini olarak gözüküyor bu dine mensup budist rahipler ise inanışları gereği dünyevi işlerden kendilerini dışlamış hayatın yalanına inanmayarak kendilerini yanlızca dinlerine adamış durumdalar. Onlarda gösterişten uzaklaşmak için saçlarını 0 numaraya kestiriyorlar ve bazen kazıtabiliyorlar. Zaten baktığımızda da bazı buda heykelleri saçsız şekilde inşa edilmiştir.

buda heykel


Eğer saç kesilmesi size saçma ve alakasız bir kural olarak geliyorsa birde şunlara bakın;

-Rahipler hiçbir şekilde evlenmeyecek, cinsel arzuda bulunmayacak ve kadına dahil dokunmayacaklar.
-Yemek ihtiyaçları tapınak çevresindeki köylere  ellerine kaplar ile ziyaret  ederek budizm dinine inanan insanlardan sadaka olarak alınan yemekler yenecek.
-Tek renk ve basit kumaşlardan dikilen turuncu elbiseler giyilecek.
-vb.vb.vb.
Devamını Oku »
Eksik yada hatalı gördüğünüz noktalarda aşağıdan yorum yaparak müdahele etmeniz, fikir belirtmeniz beni memnun eder. Yazılarım tamamen özgündür bundan dolayı kaynak göstererek alıntı yapılmasını rica ederim.

Ezan okunurken ne yapmalıyız?

ezan okumak



İlk ezan 622 yılında Hz.Muhammed (S.A.V.)'in emriyle Bilal-i Habeşi tarafından okunmuştur ve o günden bu günümüze sembol olarak günde beş vakit olarak okunmaktadır. Ezanın okunuş amacı günde beş vakit insanları ibadete, dini vecibeleri hatırlatmaya ve Allah (C.C) emri olan namaz ibadetini yerine getirmeye çağırmaktır.

Lakin bir çoğumuz biliyor, bilmiyor veyahut bilipte uygulamıyor olabilir ama ezanada saygı göstermemiz gerekiyor. Bu saygı ile ilgili toplum içinde geçen muhabbetlerde hepimiz duymuşuzdur görmüşüzdür; ezan okunurken müzik varsa sesi kısılır, bacak bacak üstüne atanlar normale döner, dans edenler durur ve nadirde olsa konuşanlar sessiz ezanı dinlerler.

Peygamberimizin bununla ilgili şu hadisi söylediği rivayet edilmiş;

“müezzi­nin nidasını işittiğiniz zaman siz de onun demekte olduğu sözler gibi söyleyiniz”(Buhari, Ezan, 7; Müslim, Salât 10 (383); Ebu Dâvud, Salât 36; Tirmizî, Salât 154; Nesâî, Ezân 33; İbn Mâce, Ezân 4)

Bu hadise bakarak şunu anlıyoruz ki ezan okunduğu vakit bizde müezzin ile birlikte ezanı tekrarlamalıyız. Fakat ezanın bazı bölümleri varki o bölümlerde müezzinin söyledikleri yerine başka birşey söylemek gerekir. Müezzin "Hayye alâ's-salâh" ve "Hayye alâ'l-felâh" dediği vakit bizler "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" demeliymişiz.

Genel bir toparlama yapacak olursak; ezan okunduğu zaman saygı gereği müziği kapatmalı yada kısmalı, yatıyorsak toparlanmalı, konuşuyorsak sükut etmeliyiz. Yani bizi ezanı dinlemekten alıkoyacak dünyevi işleri bırakmalı ve kulağımızı ezana vermeliyiz ve tabi biliyorsak ezanı müezzin ile birlikte tekrar etmeliyiz.
Devamını Oku »
Eksik yada hatalı gördüğünüz noktalarda aşağıdan yorum yaparak müdahele etmeniz, fikir belirtmeniz beni memnun eder. Yazılarım tamamen özgündür bundan dolayı kaynak göstererek alıntı yapılmasını rica ederim.

Bana Birşey Olmaz Deme, Harekete Geç!